03 Haziran 2006


Bir ilaç macerası daha bitti işte. Biraz heyecanlı bir gün oldu yalnız, bir süredir boynumda bir ağrı vardı, bir kaç gün önce de tutulur gibi olunca biraz moralim bozulmuştu. Çünkü geçen sene ilk boyun tutulmasıyla başlamıştı ağrılar. Didem hanıma "boynum ağrıyor" deyince, "git hemen bir röntgen çektir" dedi bana. Önce, Fethiye'de çektiririm filan diye yan çizeyim dedim ama sonra beklemenin ve daha fazla moral bozmanın bir manası olmadığına karar vererek, Ali Özgümüş'ün -kendisi son derece iyi, ilgili ve hoş bir doktor- yerini boyladım tabii. Neyse, çekilen röntgenlerde yeni bir metastas filan çıkmadı, sadece boynumda ileri derecede kireçlenme ve belimde de doğuştan bel fıtığı varmış. İnsan bir kere kanser olunca, böyle ileri derece kireçlenme filan "bir şey yokmuş" diye söyleniyor soranlara tabii. Bunlar benim de pek umurumda olmuyor işin gerçeği. Bu arada kolumda kanül, telaş içinde Ali bey'e doğru giderken, birden acayip korktuğumu farkettim. Ne acayip bir korku bu yahu, önce korktuğum için kızdım kendime, sonra da "e artık normal insan olan bu kadar da korkar bir yerde" diye sakinleştirdim kendimi. Hastaneye döndüğümde eczanenin ilacı vermediğini söylediler, efendim neymiş, SSK yeni bir şey çıkarmış, ilaç raporunda medikal onkolog kaşesi istiyormuş, napıcaz napıcaz diye düşünürken, sağolsun Döndü ve Esra hemşireler kemoterapi odasındaki yedek ilaçlardan hallettiler, yeni rapor çıkınca ablam alacak ilacı verecek onlara. Bugün ablam ilaç raporu için Dr. Didem hanımın yanına gittiğinde, Didem hanım benim için çok hoş şeyler söylemiş ona. Bana anlattığında acayip hoşuma gitti benim de, insanın doktoru tarafından sevilmesi çok güzel bir şey.
Ancak, Esra hemşirenin fotoğrafını yine çekemedim, artık bir dahaki sefere inşallah... Kemoterapi odasında hep aynı üçlü ilaç alıyoruz bir kaç seferdir, bir dahakine yine aynı takım olursa onların da fotoğraflarını çekmeyi düşünüyorum eğer izin verirlerse tabii...
Hastane'den sonra ablamın iş yerine gittim, beraber çıkıp Mahmutpaşa'ya Şark hana gittik, ev için bir sürü ıvır zıvır aldım. Sonra baktım taşıyamayacağım, ablamın iş yerinde bıraktım, ablam kargoyla yolladı bugün, bakalım pazartesi günü eve gelir muhtemelen. Oradan Beyoğlu'na çıktım, Selma'yla buluştum, beraber Kifidis'ten protezli sütyen aldık, biraz pahalı bir şey ama kesinlikle çok rahat ettim. Bir dahaki gidişimde bir tane daha alacağım. Sonra da bindim uçağa döndüm eve. Eve dönüşlerde gece hiç uyuyamamak gibi bir adet çıkardım son zamanlarda, sabaha kadar dört-beş tane polisiye dizi seyrettim, sonra baktım olmayacak, kalktım kahvaltı filan hazırladım. Beraberce kahvaltı ettik, sonra Erolla çıkıp Akyaka'ya Yunus'u almaya gittik. Hava aşırı sıcaktı, gidiş dönüş yolunda muhtemelen 5 litre filan su içmişimdir. Bu arada böbreğimdeki ikinci taş da düşme yoluna girdi. Arada ağrı vuruyor, içiyorum Buscopan'ı idare ediyorum işte.
İkinci köpeğimiz Pati bey, artık bizimle kalmış bulunuyor. Evde iki köpek, bir kedi, iki erkek çocuk, bir anane, bir hizmetçi kadın, Erol ve ben şeklinde yaşıyoruz bakalım. Bir de steyşın araba alırsak, orta sınıf amerikan ailesi tadını yakalayacağız inşallah. Gerçi hizmetçimiz zenci değil ama artık o kadar kusur kadı kızında da bulunur bir yerde...

2 Comments:

At 1:47 ÖS, Anonymous Adsız said...

Your are Nice. And so is your site! Maybe you need some more pictures. Will return in the near future.
»

 
At 6:09 ÖS, Anonymous Adsız said...

Kanserle ilgili son gelismelere yer verdigim henuz gelistirme asamasinda olan bir web sitem var. Arastirma yaparken rasladigim bu yaziniza hem fikirlerinizi almak hem de daha cok insana ulasabilmek icin yorum birakmak istedim. Web sitemi ziyaret edip yorumlarinizi paylasabilirsiniz cok sevinirim. Yayin hayatinizda basarilar dilerim.

 

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats