Bir İstanbul macerası daha bitti işte. Bu defa biraz uzun kaldım, altı gün kadar. Pet CT diye bir alete girdim. Bu alet, vücudunda nerede ne kanserli hücre varsa sana söylüyor. Neyse bende yeni bir şey çıkmadı. Bilinenin dışında bir şey yok yani. Bilinenler de bayağı küçülüp gerilemişler. Sonuçlar gelene kadar biraz gerildim ama rahatladım sonra. Akciğerlerim, kafam mafam temiz. Şimdilik 3-3 olduk gibi görünüyor. Ancak önümde üç kemoterapi daha var, ondan sonra beni biraz dinlendirip, tekrar devam edecekler. Bu defa kökünü kazımaya kararlı görünüyor doktorum. Ben dayandığım sürece kemoyu dayayacak bana. Ben de dayanıyorum işte. Dün gece geldim İstanbul'dan bugün biraz yorgunum haliyle. Neyse bu da geçer. İstanbul günleri aynı geçti . Hastane, eczane, ev, biraz dışarda yemek filan falan. Arkadaşlarımı gördüm, ablamı gördüm, onun evinde kaldım zaten bu defa. Güzel bir ev yaptı kendine. Her gece içeri girip sevin beni sevin beni diye mırlayıp yaltaklanan kocaman bir kedi var. Geçen gece yine geldi, dayanamadım sevdim bu defa. Yattı yanımda sabaha kadar. Cihangir kedileri gayet şanslı valla. Her kapının önünde kuru mama ve su kapları duruyor neredeyse. Hepsi de ayı gibi olmuş maşallah. Bütün dünyanın onlara mama vermeye mecbur olduğunu zannediyorlardır muhtemelen. Cihangir sınırlarının dışında yaşayamazlar.
Bitmeyen kemoterapi senfonisi sürüyor yani!
2 Comments:
Devin, her şeyin iyi gitmesine çok sevindim, inşallah olanlar da yok olup gisdecekler :)
Giderler giderler :) Maksat dayanmak. Teşekkür ederim...
Yorum Gönder
<< Home