22 Kasım 2006

Canım arkadaşım Selma ve kızı geldiler, iki gün kaldılar, hepimize neşe ve mutluluk verip gittiler. Nisan'da daha uzun bir programın planlarını yaptık inşallah.
Hava yağmurlu bugün, aman iyi yağsın, geçen kış damla yağmur yağmamıştı Fethiye'ye, yağmur seviyorum ben, çok soğuk olmayınca güzel oluyor. Deniz efendi, matematikten yerlerde sürünüyor. Kendisine bugün feci bir çalışma programı dayadım, haftada bir gün de özel ders aldırmaya karar verdim, böylece hafta sonu kurs, hafta içi günde üç saat kadar çalışma ve özel dersle de toparlayamazsa yapacak bir şey yok demektir. Büyüyor, büyüdükçe dertleri de artıyor valla billa. Ama, işim gücüm yok nasılsa, ensesinden inmeyeceğim.
Bu gece hep beraber otururken evi eski okul kitaplarında olan karınca yuvalarına benzettik, hani soba yanıyor, pantufla terliklerimiz filan falan. Baktım da benziyordu hani yani. Gerçi ben o alçak karıncaya çok sinir olurdum, zavallı Ağustos Böceği'ne bir tas çorba vermeyip, kapıdan kovduğu için. Acırdım hep Ağustos Böceği'ne, hala da karıncaları değil, Ağustos Böceklerini severim tabii. Ne olacağımız o zamandan belliymiş!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats