Hava bayağı soğudu, yani soğudu dediysem, tişört değil ince kazak giymeye başladık, daha monta, kabana geçmediğimiz gibi, ısınmak için de herhangi bir şey yakıyor değiliz ama soğuk işte. Bugün bütün gün yağmur yağdı, bu kış yağmurlu geçecek anlaşılan. Nem artınca benim ağrılar da artıyor, keyfim kaçıyor. Öyle bir can sıkıntısı ve ne yapacağını bilememe halindeyim son zamanlarda. Son bir senem her allahın günü kavga gürültüyle geçti, şimdi boşluğa düştüm muhtemelen ondandır.
Sonunda oturup ben de kitap yazacağım anlaşılan, durum onu gösteriyor. Hani yazsam "hayatım roman" valla billa. Ama buraya bile yazacak şeyi zor zahmet bulan bir insan nasıl roman yazacak o da ayrı bir mesele tabii. Bu kadar sıradan bir hayat sürmek de iyi bir şey değil, biraz marjinal mi takılsam ne yapsam. Mesela Katmandu'ya filan gidebilirim, "Ay, valla bir kanser hastası olaraktan hayattaki son arzum Katmandu'ya gitmek, Hindistan'da hayatın anlamını aramak, Budizmin sırlarını çözmek, Ezoterizmin derinliklerine inmek" filan desem belki bir gönderen çıkar. Şu hayatın anlamı da niye hep yok Hindistan'ın tepeleri, yok Çin'in en dağlık ve sapa bölgeleri gibi böyle manasız yerlerdedir de, Paris'te efendime söyleyeyim Floransa'da, Copacabana Plajı'nda filan değildir anlayan beri gelsin. Yok anacım, yok ben en iyisi marjinal kolyeler, küpeler yapayım, belki satarım da bir işe yarar!
1 Comments:
oralara manasız yerler deme, çarpılırsın. olmadı, ben kızarım sana, ne biliym..
Yorum Gönder
<< Home