24 Ekim 2006

Şeker Bayramı mübarek olsun!

Burada bayram iyi oluyor, hiç değilse komşular kapımızı çalıyor, çoluk çocuk şeker toplamaya geliyor filan. Ben de kendimi yemek, börek ve kek yapmaya verdim yine bakalım. Annem de klasik yufkadan baklavasını yaptı. Bütün gün şeker ve çukulata atıştırıp film seyrettik. Bu arada da boncuklardan şahane bir abajur yaptım. Benden gören ablam da yapmaya başladı, böylece bütün evi boncuk avizelerle donatmaya ve bakıp bakıp kafayı yemeye karar verdik.
Deniz bayram paralarını topladığı gibi arkadaşlarıyla gezmeye gitti ve akşamın altıbuçuğuna kadar sokaklarda sürttü. Bakalım bir bayram klasiği olarak ne zaman şekerden zehirlenip hastaneyi boylayacak...
Ayın 26'sında yine ilaç günü ama tam bayram ertesine geliyor. Dr. Ömer birkaç gün gecikmenin bir zararı olmadığını söyledi. Muhtemelen bu cuma yine ilaçlanacağım, artık sıradan bir olay haline geldi şu herceptin de. Neyse, gelsin gelsin iyi oluyor böyle.
Kış yavaştan geliyor, havalar bayağı serinledi, yani gündüz yine tişörtle dolaşıyoruz da, geceler oldukça serin, serin dediğim de işte tişört üstü svetşörtle idare ediyoruz. Kışlık kömürü de depoladık neyse ki. Kasımın 15'i gibi başlarız akşamları yakmaya sobayı. Ben çok severim soba, geçen kış hiç keyfini süremedim ama bu kış yaparım artık soba yanı keyiflerimi. Kestane, mısır olaylarına gireriz yine, Denizle sıcacık yuvamızda oturur yeriz...
İşte böyle sevgili günlük, o bayram, bu yılbaşı derken günler geçiyor!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats