04 Aralık 2006

Yine bir hafta sonu işte. Normal yani. Cumartesi günü öğleden sonra Deniz efendiyle gittik o plastik çekmecelerden aldık bir tane, masamın üzeri çalışılamayacak kadar çok malzemeyle doldu çünkü, sonra ona pizza ısmarladım, hava günlük güneşlikti, dışarda oturduk ve güneşten kaçtık resmen Aralık ayında. Hala da güzel gidiyor havalar, akşamları yakıyoruz soba, ama evin yönünden dolayı, sabah güneşini fazlasıyla alıyor. Yazın bu ev çok sıcak olacak muhtemelen. Klimayı da ablamın evine kurduk, o onunla ısınıyor, bakalım belki yaza alırız bir klima. Gerçi bu evler her zaman serin olur. Bugün de, yemek yap, bulaşık yıkayla geçti günüm. Bir de kurabiye yaptım tabii akşam çayına, fena olmadı. Güzel bir film buldum tam onu seyrediyordum saat on oldu, haydi Sağır Oda'ya döndüler, filmin sonunu seyredemedim. Neyse Bones diye bir dizi var onu seyredebiliyorum Pazar günleri bari. İlk fırsatta odama bir televizyon bir de Digitürk alacağım bu gidişle. Bugün sabah beri başım dönüyor, yarın diş randevusu almak için hastaneye gideceğim, bir de Mahmut beye görünürüm, tansiyonum oynadı herhalde sıpa Deniz yüzünden. Bugün tutturdu bu fen ödevini yapamam hiçbirini bilmiyorum diye, bağır çağır oturttum başına, demesin mi bana, "Anne bunlar çok kolaymış". 30 soruyu yarım saatte bitirdi. Yarından itibaren sıkı düzene geçiyor. Resmen sıkı yönetim ilan ettim. Bilgisayar yasak (biosa şifre koydum, açamıyor he he he, aslında bütün oyunları silip, oyun CD'lerini yok edip, bilgisayar kullanmasına izin verebilirim, bir düşünmek lazım), yol parası hariç harçlık yok, öğlen yemeklerini benimle yiyecek, akşamları da okul çıkışı benimle dönecek eve. Haftada iki gün Matematik ve Fen'den özel ders alacak, hafta sonları da dersane var zaten, böylece nefes alacak vakti kalmayacak. Bir tek İngilizce'den umutsuz vakayız, çünkü öğretmenleri İngilizce bilmiyor, orada yapacak bir şey yok. Ne yapayım, notlar düzelene kadar böyle. Çok serdi dersleri çünkü. Bana kızmayın ey okurlarım! Buraya yazınca çok canavarca görünüyor biliyorum ama çocuğu olan anlar, olmayan zaten bilmez, çocuğu küçük olan da zamanla öğrenir!
Dün bir kolye tasarladım, bayağı güzel bir şey oldu, hiçbir şeyi beğenmeyen Jale bile güzel olmuş dedi. Şunları satmanın bir yolunu bulmalı. Aslında var da, biraz daha çok yapmak lazım. Ben bir tane tasarlıyorum, sonra başka bir şey düşünmeye başlıyorum. Bir de benim tasarladıklarım öyle kermeste filan satılacak şeyler olmuyor, biraz sofistike takılıyorum. Boncuk abajurun altına ferforjeden ayak yaptırmanın maliyeti 30 lira, abajurun üstünün maliyeti en az 30 lira, ee kaça satacağım ben bunu? İşçilik filan falan derken, bir abajurun maliyeti en az 100 kağıt. Neyse, bulacağım bir yolunu bakalım.

2 Comments:

At 5:39 ÖS, Blogger Asortik Krep said...

Fetavda sergi açabilirsin..Fetav' a para vermiyorsun eserlerinden birini hediye ediyorsun.Kolye olunca 2 tane olabilir sanırım..İstersen bir konuş..

 
At 7:52 ÖS, Blogger devin said...

iyi fikir, konuşayım bakalım, teşekkür ederim.

 

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats