25 Aralık 2007

Neredeyse 10 gündür salak bir nefes darlığı problemiyle uğraşıyorum. Sonunda dokturum Ömerimi aradım. Haliyle, git akciğer rontgeni çektir, kalbinde de bir şey olabilir ona da baktır şeklinde çeşitli direktifler verdi. Önce isyankar hasta kılığında "Hayır efendim, bıktım artık, ne röntgen ne bir şey" şeklinde posta koyduysam da bugün paşa paşa uysal hasta kılığına girdim tabii. Neyse ne ciğerlerde ne de kalpte bir halt çıkmadı.
Bu Fethiye'yi çok seviyorum. Bugün saat 10:00'da hastaneye gittim ve saat 11:00 itibariyle kan tahlilim yapılmış, akciğer röntgenim ve kalbimin de eeg'si çekilmişti. İstanbul'da istediğin kadar tanıdık doktor olsun, bir saatte hastanenin kapısına bile ulaşamassın valla. Sonra da gittik kalbimin ekosunu çektirdik. Bu işlerin hepsini İstanbul'da bir günün içinde yapmak hayal. Nefes darlığının muhtemelen psikolojik olduğunu düşünüyoruz. Sonuç olarak ben de bir insanım. Taksoterin bu kabilden bir yan etkisi var, prospektüsünde yazıyor ama nadir olarak bildirilmiştir diyor. Bilmiyorum artık.
Bayram güzel geçti. Yeğenlerim buradaydı. İlk günün sabahı Şat'a gidip kahvaltı ettik hep beraber. Bir gün Kayaköy'e gidip mangal yaptık ve 2 kilo kadar pirzolayı lüpledik söylemesi ayıp. Bir akşam da hale gidip balık yedik. Onun dışında evde yiyip içip örgü ördük, sohbet ettik. Fotoğraf da çektik ama makinenin kablosunu bulamadığım için koyamıyorum.
İşte günler hastane-ev arasında geçiyor.

1 Comments:

At 12:10 ÖS, Blogger Aslı Cin said...

Bir an kötü bir şey yazacaksın sandım, aman ha!!! :)

 

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats