Sabah ilaç yazdırmak için hastaneye gittim, benim bir kaç gündür başım dönüyor dedim, Mahmut bey tansiyonuma baktı ve de maşallah tansiyon olmuş 7, küçük tansiyon da 5. Milletin normalde düşüp bayıldığı tansiyonlarda nasıl geziyorum bilmem valla. Mahmut bey, beni acile gönderdi ve koluma taktılar serumu yine. Of of başa gelen çekilir şeklinde bari yatayım da uyuyayım dedim, tam uyumuşum, höykür höykür höyküren bir kadının sesiyle uyandım. Amanın ölü öldü herhalde dedimse de ölü mölü yok, kadın hastalanan babasının arkasından böyle çığlık atıyor. Baktım ki serumun bitmesine daha çok var, biraz hızlandırdım. Öteki yatakta bacanağından dayak yiyen bir adam yatıyordu, ona biraz "aman boşver, hayat hiçbir şeye canını sıkmaya değmez, bak ben kanser hastasıyım, çiçek, böcek, kelebek lay lay" şeklinde nasihatler verdim. Sonra iyice canım sıkıldı, çağırdım hemşireyi, hemşire yerine stajyer bir kızcağız geldi, "Bitti mi serum" dedi, "Bitti valla" dedim, neyse sonuç itibariyle aynen kaçtım. Kolumdaki kanülü de çıkarttırmadım, zaten yarın yine gideceğim hastaneye bari bir daha delinmeyeyim. Bindim minibüse gittim okuluma. Takı kursu hatunları olarak bir akşam türkü bara gitmeye karar verdik. Durun dedim, şu ilacımı alayım öyle gidelim bari. Bira içip halay çekeriz bari, iyi gelir. Ne zamandır dışarı çıkmadım hiç.
İşte böyle sevgili günlük. Hayatın taşlı dikenli yollarında yürüyorum...
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home