27 Haziran 2006



Annem ve babamla yaptığımız bir Rumeli Hisarı gezisinden. Hiç unutmadığım bir gündür. Üzerimdeki giysilerin renklerini bile hatırlarım, içimdeki kazak kırmızıydı, üzerimdeki kadife mont ise yeşil. Saçlarım her zamanki gibi tarak tanımaz bir dağınıklık içinde, ne yaparsam yapayım o şekilde dağılırdı saçlarım -hala da öyledir. Güzel güneşli bir gündü, ablam ve abim olmadan, sadece bana özel düzenlenmiş bir gezi olduğu için çok mutlu olmuştum. Annem yine ne kadar güzel. Şimdi ona bakıyorum da, eğer onun yaşına kadar yaşarsam ki bu pek mümkün görünmüyor, aynı onun tipinde bir insan olacağım muhtemelen.

Taş boyama tablo çalışmalarım son hızıyla devam ediyor. Bir tanesini çerçeveye verdim, ama çok fiyat çekti, 15 lira. Yani bunun bir ucuzunu bulamazsam bu hobi bana bayağı pahalıya patlayacak demektir. Sergi açma fikri de gitgide aklıma yatıyor, ama iyice bir olgunlaşmak lazım tabii, bakalım... Bugünlerde sadece televizyonda dizi izleyerek ve taş boyayarak hayatımı sürdürüyorum. Belim pek iyi değil, Ömer yatak istirahati verdi ama yatınca canım sıkılıyor çok. Ben de kah oturup taş boyuyorum, kah yatıp TV izliyorum. O kadar çok polisiye dizi seyrediyorum ki, yakında kusursuz bir cinayet işleyebilecek kıvama geleceğim hani yani. Bugün yağmur yağdı, nem de çok fazlaydı, hava 28 dereceye kadar düşmüş, bizim standartlara göre bayağı serindi yani.

1 Comments:

At 3:51 ÖS, Anonymous Adsız said...

sana bir şey söylesem annen çok kızarmı?
o resimdeki minicik güzel kız annesinden çok daha güzel olucakmış gibi görünüyor........

 

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats