
Doktoruma da dedim ki, bu vereceğiniz ilaçlar bir işe yaramayacaksa beni artık rahat bırakın, huzur içinde göçüp gideyim. O da seni bırakmaya hiç niyetim yok, elimizde daha savaşacak cephanemiz var dedi. O böyle deyince biraz moralim düzelir gibi oldu. Çünkü eğer hakikaten bir işe yarayacağına inanmasa beni yormaz diye düşünüyorum. Bu defa moralim çok bozuldu. Çünkü hiç beklemiyordum, hani beklesem bile bu kadar kısa sürede beklemiyordum en azından. Neyse ki, ilk nüksten daha iyi bir tablo sergiliyorum. Genel durumum çok daha iyi, başka hiçbir yerimde hiçbir şey yok. Sadece karaciğerimde iki tümör büyümüş ki, bunlar da ilk hallerinden daha küçük durumdalar. Yani geçen Mart ayında "yaşasın küçülmüşler" diye sevindiğim günlere döndüm. Bir de çok kızdım, çok kızdım. Yeter artık. Bedenim bu kadar üsüste ilacı nasıl kaldıracak hiçbir fikrim yok ve bu defa alternatif tedaviden de yardım alacağım. Ne kadar bitki ilacı varsa yutacağım. Dört tane ilaç belirledim Solgar'dan onları alacağım, gerçekten kemoterapi sırasında oldukça yardımı oluyor bunların. Yeğenim de beni bir biyo-enerji uzmanına götürecek, biliyorum bunlar umutsuz durumda olan hastaların yaptıkları şeyler genellikle ama denemekten de bir zarar gelmez en azından. Bakalım, yine hayattan gün çalma çabaları başladı işte...
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home