25 Aralık 2006


Denizle birlikte süslediğimiz yılbaşı ağacımız ama plastikten. Cuma akşamı okul çıkışı buluştuk kendisiyle, gittik yemek yedik, sonra biraz gezindik ve Çitlenbik'ten bu ağacı ve bir sürü süs aldıktan sonra eve geldik. Bir heves, bir neşe ağacımızı süsledik. Üzerinde ışıkları da var böyle yanıp yanıp sönüyor.
Cumartesi günü en nihayet berbere gidebildim. Saçıma balyaj yaptırdım hayatımda ilk defa, koyu üzerine açık renk serpiştirdiler, güzel oldu, yakıştı bana, biraz da kesip düzelttiler, böylece besleme kılığından çıkıp, biraz bakımlı bir hal alabildim sonunda. Cumartesi gecesi de ÖDP Fethiye ilçesinin yemeği vardı ablamla birlikte ona katıldık. Güzel geçti, bir sürü insanla tanıştık, kalkıp konuşma yaptık haliyle, yedik, içtik, türküler söyledik. Ben katılan bütün kadınların telefonlarını aldım, bayramdan sonra bir kadın toplantısı düzenlemeye çalışacağım. Alıyorum yine başıma belayı ama ne yapayım dayanamadım. İşte önümüz 8 Mart, bir sokak eylemi planlayalım bakalım. Bir 8 Mart öncesi, ANAP'lı kadınlar gelmişti çalıştığım ajansa, yaka kartı yaptırmak için, üzerinde Özal'ın ve Mesut Yılmaz'ın resimleri vardı, altında da yaşasın 8 Mart yazıyordu valla billa, hayatımda gördüğüm en komik şeylerden biriydi. Bir de yine bir 8 Mart'ta yakasında KESK Kadın Kolları kokartı olan bir adamla papaz olmuştuk, hatta adamı dövmüştük, bizim korteje girmeye kalkmıştı, bir de "Sen benim kim olduğumu biliyor musun" diye üzerime yürümüştü. Eh, biz de tekme tokat girişmiştik kendisine, bu da böyle bir anımdır.
Bugün normal geçti. Sabahtan Deniz beyin dersanede veli toplantısı vardı. Bütün öğretmenleri koro halinde, çalışırsa yapacak diyor, diyor da bizim sıpa çalışmıyor. Neyse bakalım zaman ne gösterecek. Toplantıdan sonra hava çok güzeldi, gittim DSİ'nin orada oturdum biraz, balıklara filan baktım, çay içtim, güneşlendim. Sonra döndüm eve. Jale hanım sultanın yemeğini verdim, çay yaptım. Gece de yeni bir ekmek denemesinde bulundum. Bu fena olmadı, biraz çörek tadında bir ekmek ama fena değil. Neyse deneye yanıla bulacağım hem kolay hem de lezzetli bir ekmek tarifi en sonunda. Makine ekmeğini sevmez oldum, böyle mayalandırıp fırında pişince daha güzel oluyor ekmek. Dışarının pis ekmeklerini yemek istemiyorum hiç. Bu tarifi biraz değiştirip yapacağım yarın, şeker koymayacağım, yağı da azaltacağım ve biraz daha uzun mayalandıracağım bakalım nasıl olacak.
Yukarıdaki fotoğraftan da anlaşılacağı üzere, artık benim de bir digital fotoğraf makinem var. Hayatta en istediğim şeylerden biriydi, abim sağolsun, bana iyileşme hediyesi aldı bir tane. Gayet güzel bir makine, en güzeli de 7.0 megapiksel olması, böylece internette fotoğraf satılan sitelere fotoğraflarımı gönderebileceğim. Artık istediğim gibi bol bol fotoğraf çekebileceğim yaşasın... Tabii Deniz sıpasından vakit kalırsa bana!
Bu gece hava bayağı soğuk, yatağıma sıcak su koydum biraz ısınsın diye. Salı günü de gidip pazardan elektrikli battaniye alacağım. Rutubetli yatağa yatmak istemiyorum çünkü. Deniz'in odasında radyatörü yakıyoruz, zavallımın odası evin en soğuk yeri çünkü.
İşte böyle. Yeni bir hafta başlıyor, Cuma günü yine ilaç günü, bari Perşembe ilaç yazdırmaya gittiğimde şu kafamı da göstereyim artık doktora. Sonra da bayram, inşallah yeğenler gelir bayrama, öyle bir niyetleri mevcut. Gelsinler, biraz şenlensin ortalık.

2 Comments:

At 9:58 ÖS, Blogger Asortik Krep said...

Müşteri müşteridir Devin Hanım..
Hoştutsaydın Anap'lı kadınları :))

 
At 11:44 ÖS, Blogger devin said...

Hoş tuttum, hoş tuttum, yaptım işlerini hiç bozuntuya vermedim ama içimden pek güldüm :))

 

Yorum Gönder

<< Home


View My Stats