Bu blogger.com beni fena sinir etmeye başladı yahu. Yazıyorum, yazıyorum, yazdıklarımı yayınlamadığı gibi bir de siliyor, kopyalamaya izin vermiyor filan falan. Hani gönül güncellemek istiyor siteyi ama işte blogger.com’un azizliğine uğruyoruz böyle. Yazıp yazıp silinince de insan sinirleniyor ve bir daha yazmıyor haliyle. Neyse… Zaten beta versiyon mudur nedir ona da zorla geçirdi beni, Türkçe karakterler çıkmaz oldu, bir de böyle saçmalıklarla uğraşıyoruz. Bakalım belki uğraşır eder kendi sitemi yaparım belli mi olur.
Günler aynen devam ediyor. Bütün gün yatıp yuvarlanmaca işte, yiyip, içip yan gel yat olayları. Bir de tabii araba geldiğinden beri gezmece. Başka bir şey yok. Pazar günü yine yolculuk var bakalım. Üçüncü kemoterapiyi de ifa edeceğiz. Şaka maka yarıladık bile tedaviyi. Bakalım altıncıdan sonra takke düşer kel görünür.
İnsan bir şey yapmayınca, yazacak bir halt da bulamıyor haliyle. Bugün ablam, annem, ben çıktık Çalış’a gittik. Son durağın oralarda bir cafe var, eskiden salaş bir yerdi, şimdi biraz elini yüzünü düzeltmişler, oturduk, çay içip kahvaltı ettik. Bu Fethiye hala daha ucuz valla, yedik içtik ve sadece 22 lira verdik çıktık. Dün de tahta boyama kursundan arkadaşlarım geçmiş olsun ziyaretine geldiler. Hoşuma gidiyor, insanların hiçbir zorları yokken böyle kalkıp geliyorlar, hediye filan getiriyorlar, hoş oluyor.
Manyak Pati bey, benim odayı ikimizin kulübesi ilan etti, sabahları içeri kim girerse girsin ona hırlıyor ve ısırmaya kalkıyor. Aşağı katta hiç böyle şeyler yapmıyor, sadece benim odada böyle her gelene efeleniyor. Artık yanımda da yatmıyor beyefendi, yatağın yanında yerde uyuyor. Bütün gün de balkonda gelene geçene havlıyor deli köpek.
İşte böyle sevgili günlük. Kafayı nakış işlemeye ve televizyon seyretmeye takmış bir şekilde yaşıyorum. Kafa bomboş, hiçbir şey düşünmüyorum. Ne rahatmış valla be.
1 Comments:
YAŞAM DOLUSUNUZ YAZILARINIZDA HOŞ KEYÜFLE OKUDUM
Yorum Gönder
<< Home